Unutulmaması Gerekenler: Gazete


Merhaba Sevgili Takipçilerim,

Ne zamandır ''Unutulmaması Gerekenler'' ana başlıklı bir yazı kaleme almamıştım. Oysa unutulmaması gereken lakin unutulmaya yüz tutmuş ne varsa kanayan bir yaradır yüreğimde. İlk yazılarımdan biri olması hasebiyle çok fazla okunmamış ''Unutulmaması Gerekenler: Tuzlu Türk Kahvesi'' yazımı okumak için başlık üzerine tıklayabilirsiniz. İsterseniz evvel gazeteden bahsedelim...

Gazete; ekonomi, kültür, siyaset, yaşam ve diğer konularda haber ve bilgi vermek maksadıyla belli zaman aralıklarıyla çıkarılan bir yayındır. İlk gazete Roma İmparatoru Caesar tarafından Roma'da çıkarılmıştır. Elle yazılmış olan bu gazete ahaliye bila ücret dağıtılırmış. ''Gazete'' ismi ise Orta Çağ'da Venedik'te çıkan ticaret haberlerinin broşür halinde, o zamanki para birimi olan ''1 Gazetta''ya satılması sonucu ortaya çıkmış ve ilerleyen yıllarda yayının adı haline gelmiştir. Hatta Osmanlılar bu kelimenin ''haber veren kağıt'' manasına geldiğini düşünmüş ve ''gazete'' şeklinde dilimize geçmesine katkı sağlamışlardır. 

Gazete deyince aklıma o bağımlılık yapan kokusuyla birlikte evvel dedem ardından çocukluğum gelir. Bir pazar günüdür. Aile büyüklerini ziyarete gitmişizdir. Rahmetli Anneannem her zamanki köşesinde Kur'an-ı Kerim okumaktadır. Rahmetli Dedem ise bakkaldadır. Zil çalınca heyecan içerisinde kapıya koşarım. Çünkü dedemin bir elinde içinde çikolatanın da olduğu bir ekmek poşeti, diğer elinde ise gazetenin olduğu bir poşet vardır. Ve ben hemen gazete poşetine sarılırım... Büyük bir keyifle okumaya en arka sayfadan başlarım. Babamdan görmüştüm galiba bunu. Önce arkası, sonra önü, ardından tekrar arkasına dönerek spor haberlerine (Galatasaray maçının sonucu) şöyle bir göz attıktan sonra televizyonda hangi çizgi film var acaba diye büyük bir panikle sayfaları atlarım. Hani saatini falan kaçırmışsam diye... Neyse ki daha vakit vardır. O zamana kadar dayımla televizyonun karşısına geçer ve bir ''Kemal Sunal'' filmi izleriz. Bir yandan da gazeteyi okumaya devam ederim...

Yıllar geçtikçe gazeteye, içindeki çocuk dergilerine, sabırla biriktirdiğim ''kağıt bebek'' ve şehrime dair çok şey öğrendiğim Ankara ekine, ünlülerin yüzünü boyamaktan mahvettiğim bulmaca ekine olan ilgim daha da arttı. Bizim evde gazetenin okunmak dışındaki tek işlevi sofra altına serilmesiydi. Kelimesi kelimesine okunduktan sonra elbette... Biz hiç uçak yapmadık gazeteden, müsvedde kağıtlarımız yeterdi nasılsa. Buruşturup top yapmadık. Boya badana yapılırken yerlere serilmesine müsaade etmedik. Soba alevini tutuşturmasına gönlümüz razı olmadı. Onunla en fazla ansiklopedilerimiz ve kitaplarımız olmasına izin verdik. Sofra altı olmaya da layık değildi ya bazen mecbur kaldık. Pahalı sofra örtülerimiz yoktu şimdiki gibi. Ancak sayesinde paradan daha kıymetli olan bilgilerimiz vardı.

Velhasıl, keşke şimdi yeniden şenlendirsen evlerimizi. Bak! Gördün mü? Yokluğunda ne hale geldik. Varlığının insanlar nezdinde bir kıymeti kalmadı artık. Çünkü maddi olarak senden daha kıymetli lakin manevi olarak senin bir kuruşun bile etmeyen kutuların içerisine kitlendik. Afedersin! Kendimizi kitledik. Senin verdiğin kitapları okumaz olduk. E-kitap okuyucalarımız vardı nasılsa yahut kitaplarımızı pdf olarak bilgisayarımıza yükleyebilirdik. Artık her şey çok kolaydı. Rahatını bozup senin uğruna yola koyulanlar çok kalmadı artık. Hani bakkal sepetlerimiz vardı hatırladın mı? Sepetin içinde süzüle süzüle evlerimize misafir olurdun. Artık o sepetler de yok. Galiba yavaş yavaş veda ediyorsun...Galiba senin de miadını doldurduk. 

Keşke sana ''gazte veya gaste'' diyen insanların sesini daha fazla duyabilseydim. Ona bile razıyım durumun vehametini anlayabiliyor musun? En azından yeniden dirilişine dair bir umudum olurdu. Belki daha uzun yıllar vitrinlerde kalacaksın ama üzgünüm ki sana dokunmak çocuklarımıza nasip olmayacak.

Peygamber Efendimize gelen ilk vahiydi ''İkra'' Yani oku! Okumayı, ilim tahsil etmeyi buyurmuştu bizlere Rabbimiz. Kitap, dergi, gazete yahut her ne ise bunları okumayı sürdürmem için Babam her seferinde şu ayeti hatırlatırdı bana.

''De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.''
(Zümer Suresi, 9. Ayet)

İdrak etmek ve öğrendiklerimizi hayatımıza tatbik etmek yahut ders almak için çok okumalıydık. Gazete de bunlardan biriydi. Okuyan nesiller var olmaya sadece o kutularla değil kitaplara, gazetelere, dergilere dokunarak  devam etmeliydiler. En son ne zaman gazete okuduğumuzu hatırlıyor muyuz?  Peki ya yukarıdaki şirin resim gibi bir ortamda, tüm sevdiklerimizle beraber? Cevabımız hayır ise veya üzerinden çok geçmişse vay halimize! Umutsuz bir yazı oldu değil mi? O halde kaybettiklerimizi yeniden bulmak ve kaybetmek üzere olduklarımıza sıkı sıkı sarılmak duasıyla sözlerime son veriyorum.

Sevgiler...




6 yorum:

  1. Ben halen alırım gazete okumak çok güzel bir şey ama işte herşeyin yerini teknoloji aldı maalesef ki ama benide çocukluk yıllarima götürdün dedemden para alıp gazete almaya kosardik hemen güzel bir yazı olmuş gerçekten emeğine yüreğine sağlık sevgililer 😀😁

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu sana! :) Çocukluğu hatırlamak en az çocuk olmak kadar güzel. :) Teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  2. Gazete ve kitaplarda Allah lafzı veya peygamber isimleri gibi hürmet edilmesi gereken yazılar olabilir. O sebepten yerlere atılmaması gerekir. Onun için ben dijital ortamdan memnunum. İstediğiniz zaman okuyup silebiliyorsunuz. Gerçi kitaplardan vazgeçemiyorum ama onları da özenle saklamaya çalışıyorum. Gerekirse de yakıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şayet okursak içeriğine dair bir fikrimiz olur. Bu sayede gereken özeni gösterebiliriz diye düşünüyorum. :) Dijital ortamın da güzellikleri var elbette. Onu da yadsımayalım. Ama kitaplar bir başka işte. :) Yorumunuz için teşekkürler. Sevgiler...

      Sil
  3. ayy kıyamam baksana anlattığın anın çok hoştu valla seni küçükken hissettim valla, çizgi film saatine bakarkeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz şişko, kırmızı yanaklı, gözleri cin gibi bakan bir çocuk :)) Samimiyetine bayılıyorum! Teşekkürler :)

      Sil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.